Türkiye’nin kuzeydoğusunda, Gürcistan ve Ermenistan sınırında yer alan Ardahan, diğer Doğu Anadolu şehirlerine kıyasla daha düşük bir deprem riski taşısa da, jeolojik konumu ve çevresindeki fay hatları nedeniyle tamamen risksiz bir bölge değildir. Ardahan’ın depremselliği, bölgenin genel tektonik hareketliliği ve komşu illerdeki fay sistemlerinin etkisiyle şekillenir.
Ardahan ve Jeolojik Yapısı
Ardahan, genel olarak Doğu Anadolu Yüksek Platosu üzerinde yer alır ve tektonik olarak aktif bir bölge olan Kafkasya coğrafyasının bir parçasıdır. Arap ve Avrasya levhalarının sıkışma hareketleri, bölgedeki birçok fay hattında gerilim birikmesine neden olmaktadır. Ardahan’ı doğrudan etkileyen büyük bir fay hattı bulunmamakla birlikte, ilin deprem riski, yakın çevresindeki aktif fay sistemleriyle ilişkilidir. Özellikle Çıldır-Aktaş Fayı, Tuzluca Fayı’nın kuzey uzantıları ve komşu ülke Ermenistan’da bulunan fay hatları, Ardahan için potansiyel bir tehdit oluşturmaktadır.
Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü’nün güncel diri fay haritaları, Ardahan’ın üçüncü derece deprem risk bölgesi içinde yer aldığını gösterir. Bu, ilin ve çevresinin düşük dereceli bir deprem tehlikesi taşıdığı anlamına gelmektedir. Ancak bu durum, riskin tamamen yok olduğu anlamına gelmez. Tarihsel olarak bakıldığında, bölgede büyük yıkımlara yol açan depremlerin sayısı az olsa da, komşu illerde meydana gelen depremlerin etkisi Ardahan’da da hissedilmiştir.
Tarihsel Depremler ve Zemin Durumu
Ardahan, büyük yıkımlara yol açan depremlerin merkez üssü olmamıştır. Ancak, 1988 yılında Ermenistan’da yaşanan Spitak Depremi gibi bölgesel ölçekteki büyük sarsıntılar, Ardahan ve çevresini etkilemiştir. Bu depremler, riskli yapıların ne kadar dayanıksız olduğunu ortaya koyarken, aynı zamanda kentsel dönüşümün ve yapı güvenliğinin ne denli önemli olduğunu göstermiştir.
Ardahan’da deprem riskini değerlendirirken zemin yapısı da göz önünde bulundurulmalıdır. İl merkezinin bir bölümü ve çevresindeki bazı ovalık arazilerde alüvyal zeminler bulunabilir. Bu tür zeminler, deprem dalgalarını yükseltme ve zemin sıvılaşmasına neden olma potansiyeline sahiptir. Bu yüzden, yapılaşma sırasında zemin etütlerinin titizlikle yapılması ve binaların sağlam zeminler üzerine inşa edilmesi büyük önem taşımaktadır.
Deprem Bilinci ve Önlemler
Ardahan halkı için düşük dereceli risk, rehavete kapılma sebebi olmamalıdır. Aksine, olası bir depremin yıkıcı etkilerini en aza indirmek için gerekli önlemler alınmalıdır. Bireysel düzeyde her evin bir deprem çantası bulundurması ve aile afet planının yapılması hayati önem taşır. Kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının, halkın deprem bilincini artırmaya yönelik eğitimler düzenlemesi ve tatbikatlar yapması gereklidir.
Sonuç olarak, Ardahan, Türkiye’nin en aktif deprem bölgelerinden biri olmamakla birlikte, jeolojik konumu ve çevresindeki fay hatları nedeniyle deprem riski taşıyan bir ilimizdir. Bu riskin bilincinde olmak, yapısal güvenlik tedbirlerini artırmak ve toplumsal hazırlığı güçlendirmek, olası bir afetin etkilerini azaltmak için atılması gereken en önemli adımlardır.